Soru: 171:Taşınırlarda Zilyetliğin Hak Karinesi Olması Ne Demektir?
Cevap :
Cevap171:Kanun zilyetliğin bir hak karinesi olarak korurken, zilyetliğe temel teşkil ettiği kabul edilen hakkın zedelenmemesini amaç edinmiştir. Bir hakka sahip olmakla oluşan zilyetlik asıl, hakkın dışındaki nedenlere dayanan zilyetlik istisnadır. İşte bu nedenledir ki, zilyetliğin temelindeki bir hakkın mevcut olduğu yani zilyetliğin bir hak karinesi olduğu kabul edilir.
a.Mülkiyet Karinesi (TMK 985): Bir taşınır malın zilyedi onun maliki sayılır. Bu karineden sadece mala doğrudan zilyet olanlar değil vasıtalı zilyetler de yararlanabilir. Zilyet açılan davalarda mülkiyet hakkını ispata mecbur değildir. Söz gelimi; A maliki olduğu bir bilgisayarı B’den iade etmesini istemiştir. B ise, bu iddiayı reddederek bisiklete kendisinin malik olduğunu iddia etmiştir. Bu durumda B’ye itibar edilir. Çünkü hali hazırda fiili hakimiyete sahip olan kimse B’dir.
b.Başkasının Mülkiyet Karinesine Dayanma (TMK 986): Bir taşınıra malik olma iradesi bulunmaksızın zilyet olan kimse onu, taşınırı kendisinden iyi niyetle aldığı kimsenin mülkiyet karinesine dayanabilir. Malı elinde
bulundurup, başkasının mülkiyet karinesinden yararlanan kişi, nakliyeci, depocu gibi mala başkası için zilyet olabileceği gibi, mal üzerinde sınırlı bir ayni hak veya şahsi hak sahibi bir fer’i zilyet de olabilir. Örneğin; nakliyeci malikin mülkiyet karinesine dayanarak taşınır davası açabilir.
c.Fer’i Zilyetlikte Karine (TMK 986/2): Buna göre, fer’i zilyet fiili hakimiyetin hangi sınırlı ayni hakka veya şahsi hakka dayandığını iddia ediyorsa o hakkın varlığı asıldır.